Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir katıldığı bir programda ilk kez yapay zekalı İHA’lara ait görüntüler yayınlandı.
CNN Türk’te katıldığı bir programda yapay İHA’larla ilgili görüntüleri paylaşan Başkan Demir önemli açıklamalarda bulundu. İşte Demir’in açıklamalarından satır başları:
YAPAY ZEKALI İHA’LAR
Bir sürü İHA konsepti görecekler. Yapay zeka katılmış İHA’lar bunlar. Bir tanesi komuta edecek belki onlara. Eğer operasyon bölgenizde bu İHA’larda yüklenmiş haritalarla, zemini karşılaştırıp bulabilecek, akıllı algoritmayla beraber artık herhangi bir haberleşme sisteminden bağımsız olarak kendi operasyonunu yapabilecek yapay zeka yüklenmesi konsept düşünüyoruz.
S-400 SİSTEMLERİ HAZIR MI?
İlk sistemin unsurlarının geldiğini söyledik. Nisan 2020 konulan hedef. Kurulması, eğitimlerinin, testlerinin yapılması gibi bir süreç var. Böylesine sofistike bir sistemin, bir de anlayış olarak Türkiye’nin alışık olmadığı bir sistemin devreye alınması zaman alacak.
İki konu var, NATO sistemine entegre edilmesi meselesi. Biz bunu NATO sistemine entegre etmeyeceğimizi, tek bölgeyi koruyacak sistem olacağını söyledik.
Anadolu gemisi, yapımı devam etmekte. Geminin içinde havuzumuz var. Üstte helikopter, uçak konuşlandırıyorsunuz. Uçak hangarınız var, çıkarma gemilerinin olduğu havuzunuz var. Gemimiz inşallah gelecek sene sonunda hizmete alınacak.
F-35 VE S-400 TARTIŞMASI
F-35 ile bir arada bulunamaz argümanı… Bir problem olmadığını söylüyoruz. Biz gerekli tedbirleri aldığımızı söylüyoruz ancak muhataplarımıza diyoruz ki, bizim aldığımız tedbirleri bilmiyorsunuz, gelin bunları bir konuşalım. İlaveten endişeye yol açan bilgileriniz varsa, tartışalım, tedbir alınması gerekiyorsa alalım. Biz sadık dost ve müttefik olarak bu konuda bizim gözümüzden kaçan bir risk unsuru varsa tartışma, tedbirini almaya hazır olduğumuzu söyledik. Bu konuda bir adım atılmaktan imtina edildi.
AMERİKA İKNA OLACAK MI?
‘Biz başka bir şeyi tartışmayız’dan ‘bakalım’a geldik. İyi niyetli masaya oturursa, karşı tarafta teknik temeli olan bir argüman varsa; biz hep söylüyoruz tedbirler de alırız. Ama bunun konuşulması, tedbirlerin ortaya konması gerekiyor. Keyfi olarak alınmış bir karar değil. İki seneye yakın patriotla ilgili görüşmeler sürdürdüm. Bizim S-400 alımımızın macerasına baktığımızda pat diye S-400 alalım diye verilmiş bir karar değil ki, bunu kendileri de biliyorlar.
İhtiyaca binaen aldığınız ve bu kadar para verdiğiniz sistemi ‘biz falancanın hatrına kullanmayız’ demek doğru bir yaklaşım değil. Biz görevimizi yaparız, kullanılır hale gelir. Nasıl kullanılacağı sonraki kararlardır. Biz Rusya ile de müttefiklik ilişkimiz var, Amerika ile ilişkimiz var. Biz attığımız imzalara saygılı şekilde devam etmek durumundayız. Ülke olarak da bize yakışan bir durumdur.
S-400 EĞİTİMİ DEVAM EDİYOR MU?
Rusya’da devam ediyor. Sistemin kurulmasından sonra kullanım şekli ve süresiyle ilgili olarak zaten MSB’nin uhdesinde yürütülecek kararlar bunlar.
Biz burada teknik personel olarak da askeri personel olarak da Türkiye’nin denetiminde olacağı; Amerika tarafından ifade edilen ‘rus personel girecek’ gibi, söz konusu olmadığını söyledik. Böyle bir şeye gerek olmayacak bir yapı kurduk zaten.
TEKNOLOJİ TRANSFERİ VE ORTAK ÜRETİM SÜRECİ
Birinci sistem hazır alım formatında düşünüldü. Ama ikinci sistemin bilhare devreye alınıyor olmasının da arkasındaki sebep bu. Orada evet bunu yapalım ve bu ortak üretim meselesindeki parametreleri tartışalım, teknoloji transferini konuşalım ve ikinci sistemle ilgili yol haritasını belirleyelim diye müzakere sistemi yürüdü.
Takvim çalışmaya başladı ancak bu teknoloji transferi gibi parametrelerin hayata geçirilmesinin belli bir süre almasından dolayı ikinci sistemin gelişi belli bir takvime bağlandı, 2020’den daha sonra.
İKİ SİSTEMİ DE ALMAYA TÜRKİYE’NİN İHTİYACI VAR MI?
Bazı eski doğu bloğu ülkelerinde olan eski sistemleri düşünürsek tek değil ama S-400 anlamında düşünürsek tek ülke olacak.
Hava savunma bir şemsiye. Bizim ilk ihalemiz 4 sistem için çıkılmıştı. Şu anda iki sistemi aldık ama 4 sistem bile çok kısmi bir kapsama sağlayacaktı. Türkiye’nin ihtiyacı 4’ten fazla hava savunma sistemi.
Biz patriot teklifini değerlendirmeye açığız. O açıdan bizim hava füze savunma sistemindeki ihtiyaçlarımız devam ediyor. Kapsama alanını büyük düşünmemiz gerekiyor. Kendi milli sistemlerimizi geliştirmeye devam ediyoruz.
Eğer şartlar uygun olursa biz her zaman için patriot teklifini değerlendirmeye hazırız. Teklif gelir, şartlar bizim açımızdan uygun bulunursa tabi ki patriot sistemi değerlendirilebilir. İki sistemin bir ülkede bulunmasında sorun yok.
TÜRKİYE YÜKSEK İRTİFA SAVUNMA SİSTEMİNİ GELİŞTİREBİLECEK BİR ÜLKE Mİ? KAÇ YIL SONRA BU DÜZEYE ULAŞMAYI HEDEFLİYORUZ?
Kademeli savunma sistemi diye terim kullandım. Yüksek irtifa, orta, alçak savunma sistemine kadar gelen bir şemsiye oluşturmanız gerekiyor ki çok iyi anlamda hava savunma sistemi kurasınız. SİPER havunma sistemimizin çalışması devam ediyor. HİSAR alçak irtifa hava savunma sistemi. 15 km zarfında tehdidi önleyebilecek zarfında. Milli gemimizden milli füzemiz ATMACA’yı atıyoruz.
Çeşitlenerek gidiyor bizim İHA’larımız.
MİLLİ MUHARİP UÇAK PROJESİNDE NE AŞAMADAYIZ?
Rüzgar testleri yapıldı. Alt sistemlerle ilgili ASELSAN ve TUSAŞ arasında sözleşme imzalandı. Uçakta hemen hemen hatrı sayılır bütün şirketlerimiz yer alıyorlar. TÜBİTAK net şekilde işin içinde. HAVELSAN işin içinde, bütün savunma şirketlerimizi burada alt sistem yüklenicisi olarak hepsinin rol dağılımını yaptık.
Motor meselesi var, motorun hazır ürün olarak protatip olarak kullanmayı düşünüyoruz ama bir taraftan tasarım çalışmamız devam ediyor. Rolls-Royce ile görüşmelerimiz devam ediyor. Belirli unsurlarda anlaşamamıştık.
Bizim şirketimizde milli motor geliştirme çabalarımız devam ediyor.
2023’te hazır hale getireceğiz. Uçuş tarihimizi ötelemek durumundayız, 2025 – 2026’yı hedefliyoruz. Çünkü çok kritik testler var.
Milli Muharip Uçağı’n da F-35’e benzer şekilde çok uluslu olmasının daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Dost ve müttefiklere bu projeye ortak olmalarını tavsiye ediyoruz.
“BEYİN GÖÇÜNÜ TERSİNE ÇEVİREBİLİRİZ”
Ben 18-19 senemi yurt dışında geçirmiş bir insanım. Önüm açık olsaydı ben Türkiye’ye dönerdim. Dönmek için fırsatları aradığım zamanlar oldu. Biz şu anda bu beyin göçünü bu projelerle tersine çevirebileceğimize inanıyoruz. Yurt dışında sistemin içindeki çarklardan bir tanesi olabilecek insan burada sistemin motoru olabiliyorlar. Bu dinamizme ihtiyacımız var. Yurt dışında çalışmakla, Türkiye’de kendi insanına hizmet etme noktasında çok büyük fark var. Burada gecenizi gündüzünüze katarsınız ama burada çalışmanın aşkı çok daha başka.
2002’lerde 65 proje varken, şu anda 700 proje var. Bunları gördüğünüzde savunma alanında çok projemiz var. Büyük hacimli projeler, milli uçak, milli denizaltı gibi… Bu tür projelerde eğer ihtiyaç varsa, devlet kararlıysa kaynak oluşturur. Fonumuzun malumunuz bizim yaptığımız işlerin önemli bir kısmı savunma sanayii destekleme fonundan yapılıyor.