Ankara’da Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in şüpheli şekilde düşerek ölmesiyle ilgili yeni bir detay ortaya çıktı.Tutuklu sanık Çağatay Aksu, cezaevinden Berk Akand’a yazdığı mektupta Şule Çet’in adıyla mesaj görüntüsü yaratmasını istedi.
Ankara’da üniversite öğrencisi Şule Çet’i (23) bir plazanın 20. katından atarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan Çağatay Aksu’nun cezaevindeyken diğer tutuklu Berk Akand’a yazdığı mektupta, Çet’in ölümüne ilişkin “intihar süsü” verme planı yaptıkları ortaya çıktı. Aksu, “Bir tane yazışma resmi oğlum ya bizi buraya sokan. Başka bir şey yok. Bir tane sol üstte resim, rehber kaydına Şule yazıcan sonra yazacan ‘Elveda, kendinize iyi bakın’ filan yazacan o kadar. Ekran resmini basacan dosyaya” diye yazdı.
Cumhuriyet’tan Alican Uludağ’ın haberine göre; Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada, Berk Akand’ın avukatı, sanık Aksu’nun davanın ilk celsesi öncesi yazdığı mektupları delil olarak sunmuştu. Bu mektuplarda, Aksu’nun Akand’a “Ya beraber çıkarız, ya da beraber batarız”, “Uyudum diyorsun, ulan sanki benim uyuduğum yalanı aklıma gelmiyor” dediği belirlenmişti. Aksu, ağız birliği yapmaları konusunda uyarılarda bulunuyordu.
‘EKRAN RESMİNİ BAS’
Sanığın diğer mektuplarına Cumhuriyet ulaştı. Aksu, Akand’a yolladığı mektupların birinde, “Bilişim suçları olayı çok aklıma yatmadı. İspatlayamadığı her delil, bizim lehimize oluyor. Aklıma ne geldi. Bir screenshot’la (….) yaptılar bizi. Bir tane yazışma resmi oğlum ya bizi buraya sokan. Baska bir şey yok. Bir tane sol üstte resim, rehber kaydına Şule yazıcan sonra yazacan “Elveda, kendinize iyi bakın” filan yazacan o kadar. Ekran resmini basacan dosyaya. Kızın yaptığı da bu zaten. Nasıl olsa Şule’nin telefonu açılmıyor” diye yazdı.
‘DOSYAYI BİLİYORLARDI’
Mektubu değerlendiren avukat Onur Tatar, “Şule Çet, sanıklarca öldürüldüğü halde ölümünün üzerine dahi bir kompla kurulmaya çalışılmış, intihar süsü verilmeye çalışılmıştır. Mektupta, sanık Aksu, Şule tarafından atılıyormuş gibi hazırlanacak ‘elveda’ mesajının onları kurtaracağını iddia etmiştir. Kendisinin cezaevinde sadece bir ekran görüntüsü nedeniyle olduğunu, dolayısıyla bir başka ekran görüntüsüyle de Berk’in kurtulacağını iddia etmiştir. Esasen, işlenen cinayeti kamufle etme amacıyla düşünülen bu davranış, sanıklar arasında plalanmış, Şule’nin polisçe ilk etapta telefonunun açılmadığı bilgisi sanıklara bu yönden cesaret vermiştir.
Sanıklar, baştan itibaren, dosyadaki gelişmelerden, toplanan veya toplanamayan delillerden haberdardır. Sanık Berk de baştan itibaren hadisenin ne olduğunu bilmekte, iştirak ettiği cinayet eylemini gizlemeye çalışmaktadır” dedi.
CEZAEVİNDE YARDIM ALDILAR MI?
Çet ailesinin avukatı Onur Tatar, Akand’ın avukatının, mahkemeye toplam 40-60 sayfa arasında, 20 adet mektup ulaştırdığını belirtti. Tatar, cezaevi yönetimini ise şöyle eleştirdi: “Basit pusula değiş tokuşu değil, sayfalarca mektup. Akand’ın Çağatay Aksu’ya gönderdiği mektuplar dosyada yok. Havalandırma ya da çalışma esnasında değiş tokuş yapıldığı iddia ediliyor. Bu kadar mektubun bir başkasının yardımı olmaksızın değiş tokuşu mümkün değildir. Cezaevi idaresinin yeterince özenli olmadığı, aynı suçtan sanık iki kişinin birbirleriyle temasının yargılama boyunca devam ettiği görülmektedir. Çok açık bir ihmal ya da destek söz konusu.”